İş çıkışı eve gitmek için her zamanki gibi yürümeyi tercih etmiştim. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra yanıma yaklaşan lacivert hatcback tipi bir aracın korna sesiyle irkildim. O kadar dalmıştım ki o korna sesi beni ürpertti. Eğilip aracın içine baktığımda komşu işyerinde çalışan 25 yaşlarındaki banko görevlisi olduğunu fark ettim. Hafifçe gülümsüyor ve beni içeri araca davet ediyordu. Nazikçe bir baş selamından sonra ben de bu tarafa gidiyordum, sizi gideceğiniz yere kadar bırakabilir miyim? Diye sordu. Bende itiraz etmeden araca bindim.

Bu kızı birkaç kez görmüştüm. Bir kadına göre uzun boyluydu. Hafif kumral ve parlak bir cildi vardı. Araca bindiğim zamana kadar güzelliğinin farkına varmamıştım. Merhaba dedikten sonra hafifçe elini sıktım. Yumuşacıktı elleri. Gidecek yolumun az kaldığını söyleyince nereye gidiyorsunuz diye sordu. Kendisine evimin yakınlarda olduğunu belirtim. Lafı fazla uzatmıyacağım, evli olduğunu biliyorum o nedenle direk konuya gireceğim dedikten sonra elimi tuttu. Heyecanlanmıştım, üstelik uzun süredir hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Bana gideceğiz, itiraz istemiyorum dedi. Heyecandan yutkunmakta zorlanırken ona nasıl bir cevap verebileceğimi düşünüyordum. Daha cevap veremeden geldik dedi. annemi siktim Etrafa baktığımda benim oturduğum mahalledeydik. Evimin 3-4 sokak üst tarafında mükemmel bir dış görünüşü olan eve gelmiş, bahçedeki garaja aracı çekmişti. Garaj içindeki bir kapıdan eve girdik. O önümde merdivenleri çıkarken, ayağındaki bej rengi mini etekten baldırlarına kadar görüyordum. O yuvarlak kalçaları başımın sadece 1 metre önünde bir sağa bir sola sallanırken içimin tuhaf olduğunu fark ettim. Bu merdivenleri neden bu kadar az yaptılar diye de içimden hayıflanmadım değil hani. Derken beraber salona geçtik. Bana rahatına bak derken oturduğum koltuğun tam karşısındaki puf koltuğa oturduğunda bacaklarının hiç bu kadar düzgün olduğunu fark etmediğime hayıflandım. Öyle bir oturuyordu ki iç çamaşırının dantel seks hikayeleri modellerini bile görebiliyordum. Kendimi topladıktan sonra gözlerimi göğüs bölgesine doğru kaydırırken neler konuştuğumuz, benim ona neler anlattığım ile ilgili hiçbir fikrim bile yoktu. Tamamen onun başı ve dizi arasındaki vücut şekillerini incelemekle meşguldüm. Üzerindeki tayyör ceketin üzerinden bile belli olacak kadar iri göğüs uçlarını fark ettiğimde onun da bir sevişme için hazır olduğunu düşünerek samimi konuşuyor gibi yaparak elimi dizine koydum. Öyle bir nefes aldı ki elim ister istemez dizlerinden kasık bölgesine doğru kendiliğinden gittiğini anladım ama engel de olmak istemedim doğrusu. Etek boyuna geldiğinde birden elimde o sıcak eli tekrar hissettim. Elimi öyle bir tuttu ki nereye der gibiydi. Ne oldu diye sordum. Kendisinin beni sadece cinsel sohbet konuşmak için evine davet ettiğini, beni bir büyüğü olarak gördüğünü ve bazı konularda danışmak istediğini söyledi. Bütün yutkunmalarım arasında boğazımın çok kuruduğunu anlayarak bir bardak su istedim kısık bir sesle. O da bana suyu getirdikten sonra seni anlıyorum ama ben bakir bir kızım. Kocam olacak adama sakladığım bazı yerlerimi kusura bakma kimseye baktırmam ve de elletmem bile dedi.


Üzüntüyle karışık hayal kırıklıklarım arasında onun konuşmalarını dinliyor, kendimce cevaplar vermeye çalışıyordum. Bir taraftar konuşurken hala gözlerimin onun bacaklarını boydan boya süzdüğünü anlamış olacak ki sen beni dinlemiyor musun diye sordu. Hayır dinliyorum derken bile gözlerimi o uzun ve bir o kadar da düzgün bacaklardan bir türlü ayıramıyordum. Ban amüsade eder misin dedikten sonra cevap vermemi bile beklemeden salondan ayrıldı. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama onunla ilgili erotiklikten çıkıp seksi hayallere doğru kaymaya başladığım bir anda salona tekrar geldi. Eteğini ve ceketini çıkarıp üzerine pantolon giymiş, üstünde de bir bluz olduğu haliyle yine karşıma oturdu. kız kardeşimle sikiştim Konuşurken gözlerimin içine bakıyor, arada bir dertli dertli derin nefesler alıyordu. Her derin nefes aldığında bacaklarına dokunduğum o andaki nefes alırken çıkardığı ses geliyor, bir kez daha tahrik oluyordum. O da bu durumu anlamış olacak ki elime doğru yöneldi ve sağ elimi iki elinin avuçlarına alarak yeniden gözleri gözlerimdeyken “Seni çok iyi anlıyorum ancak yeniden söylüyorum kocam olacak adama sakladığım şeyleri kimseye vermem veremem. O nedenle pantalonunun önünde kurduğun Kızılay Çadırını kaldırsan iyi olacak” dedi. O kadar kararlıydı ki sözlerinde ister istemez kendiliğinden oluşan çadır bir başkasının sözlerinin etkisiyle yerini ovalara bırakmıştı. Artık o ne derse dinliyor, sorunlarına ciddi cevaplar veriyordum. Uzun konuşmaların ardından mutfağa geçelim orada devam eder, bir taraftan da yiyecek bir şeyler hazırlarım dedikten sonra Amerikan tipi mutfağa geçtik. O gerek buzdolabından bir şeyler almak için eğildiğinde, gerekse tezgaha yönelip bana arkasını döndüğü her seferinde o yuvarlak kalçalarını izlediğimi ve daha birkaç saat önce kendiliğinden ortadan kalkan onun deyimiyle Kızılay çadırının yeniden ortaya çıktığını fark ettiğimde utandım nedense. Kendimi ve düşüncelerimi her ne kadar da mutfaktaki diğer şeylere bakarak ve düşünerek oyalamaya çalıştıysam da başarılı olamıyor, önümdeki kabarıklığın kaybolmasını sağlayamıyordum.


Benim ne işim vardı bu evde diye kendi kendime sorular soruyor, cevaplarını bildiğim halde sorularıma yenilerini eklemeye çalışıyordum. Aslında amacım bu tür şeyleri düşünerek hareketlenmiş olan erkekliğimi yeniden yatıştırabilmekti. Beraber yemeğimizi yedikten sonra ben kendisinden müsaade isteyerek gitmek istediğimde az beklememi söyledi. Bu arada ara geçiş holünden konuşmaya devam ediyordu. Bana verdiğin bilgiler çok işime yarayacak. Yarın ilk işim senden öğrendiğim bu bilgileri uygulamaya koymak olacak derken onunla aramızda geçen bunca konuşmanın aslında onun iş yerinde bilgisizlikten ve iş ortamını bilmemesinden kaynaklanan sorunlar olduğunu ve benim de ona bu tür durumlarda neler yapması gerektiği ile ilgili bilgi ve tecrübelerimi paylaştığımı belirtmek isterim.


Ara holden hafifçe bağırarak ayyy diye bir ses duymamla o tarafa doğru gitmem bir oldu. Odanın kapısı açıktı, önüne doğru eğilmiş, sırtı kapıya dönük vaziyette üstü çıplak halde elinde sütyeni duruyor, hıçkırıklarının sesi kulağıma kadar geliyordu. Tamamen yardım amacıyla odaya daldım ve ne oldu diye sorduğumda, elindeki sütyenin kan içinde olduğunu gördüm sonra etraf karardı. Beni kan tutmuştu. Gözlerimi açtığımda ambulansın içinde yanımda eşim ve o vardı. Eşim elimden tutmuş seni gidi seni der gibi bakıyordu gözlerime. O ise gözlerini kaçırırken benden, elindeki sarılı parmağını ovuşturuyordu. Çok sonraları eşimden o gün ona olanları ve aramızda geçenler hakkında eşime neler anlattığını öğrendim. Hiç sormadan eşim kendisi anlattı. Meğer eşimle o liseden arkadaşmışlar. Aynı sınıfta okumuşlar üç yıl boyunca. Bizim mahalleye taşındığında tesadüfen markette karşılaşmışlar ve eşim benden ve işimden ona bahsetmiş. Eşim de ona benim yıllardır bu işi yaptığımı ve isterse kendisine seve seve yardımcı olabileceğimi belirtmiş, daha sonra buluştukları başka bir zamanda ise cüzdanında taşıdığı bir resmimi ona göstermiş. Bizi tanıştıramadan o gün beni yolda görünce arabasına alıp iş tecrübelerimden faydalanmak istemiş. O gün onun evinde bayılmadan önce gördüğüm kanın ketçap olduğunu üstüne bulaştığını, sütyeni leke olmasın diye çıkarmaya çalıştığı esnada sütyenin kopçalarından birinin elinin baş parmağını yardığını, benim o kan ve ketçap karışımını görünce bayıldığımı ve hemen eşime bilgi verdiğini, eşim geldiğinde beni onun yatak odasında ve yatağının üstünde gördüğü halde bana bunca zamandır hiçbir şey dememesinin nedeninin onun çok dürüst ve namuslu bir bayan olduğunu bildiği için böyle davrandığını söyledi.


Ben onun ne kadar dürüst ve namuslu olduğu konusunda fazla bir görüş belirtemeyeceğim ama o gün yaşadıklarımdan sonra o kadınla tekrar aynı ortamı nasıl paylaşacağımı bilemiyorum üstelik o kadan karımın en yakın arkadaşı ve ben her seferinde o eve geleceği zamanlar bahane uydurup kendimi sokaklara atıyorum. Belki bir araba yanımda durur ve sizi gideceğiniz yere kadar götürebilirim der diye.